1978 yılında İstanbul’da doğduğunda kalkıp da mimar olacağını bilemezdik tabii. Planda uzay mühendisi olması vardı. Yoo… cidden. Hatta İTÜ Uzay Teknolojileri Mühendisliği Bölümüne bile girdi. Olmadı; o başka.  

Önce kendisini biraz tanıyalım: Ahmet, 11 yıldır rol yapma oyunlarıyla ilgilenir. Düzenli olarak bu konuda yapılan organizasyonlara oyun yöneticisi, oyun tasarımcısı, oyuncu ve organizatör olarak katılır. Bunun yanında resim, ilüstrasyon, ve enstelasyon yapar, kitap okur, müzik dinler, sinemayı takip eder; sigara içmez, fakat arkadaşlarla çıkılan Beyoğlu akşamlarından hoşlanır. Dans etmeyi sever. Gurme insanıdır.

Ahmet zaten küçüklüğünden beri LEGO oyun bloklarından bir şeyler inşa etmeye fazla meraklıydı. Lise sıralarında güzel yaz teneffüslerini çizim yaparak geçirmesinden de anlamalıydık aslında sonunda mimar olacağını (Haziran, 1995). Akabinde devam ettiği mühendislik bölümünden, “bu işte hiç tasarım yok ve bu hesap cehennemi de iyice sıktı beni” bahanesiyle, üçüncü senesinde ayrılınca, tekrar üniversite sınavına girip de Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümüne başlaması hiç de şaşırtıcı olmadı (Ekim, 1998). Bölümünü ikincilikle bitirip mezun olduktan sonra da, halen devam etmekte olduğu, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Mimari Tasarım Anabilim Dalı yüksek lisans programına girmesi ise beklendik bir olaydı artık (Haziran, 2003).